Eylül Ayı Kitaplığım
2024
Bahçemdeki Kurbağalar
Resimleyen: Berk Öztürk
64 sayfa
“Kurbağaları çok severim. Orkestrayı andıran sesleri de çok hoşuma gider. Bütün yaz boyunca her akşam kurbağaların müziğini dinlemek için komşumuz Sabriye Teyze’nin evinin önünde oynadım. Çünkü onun evinin arkasındaki boş arazide kurbağaların yuva yaptığı bir gölet vardı. Hava kararınca kurbağalar koro halinde vıraklıyorlardı. Bazı akşamlar arkadaşlarım da bana katılırdı.”
Dicle evlerinin yakınındaki küçük gölette yaşayan kurbağaları çok sever. Ne var ki bir gün göletin yakınında beklenmedik bir inşaat başlar. Onun başlamasıyla birlikte olanlar da olur. Kurbağalar gürültüden ürkerler ve yaşadıkları göletten kaçıp hemen yandaki mahalleye sığınırlar. Artık mahalleli yüzlerce kurbağayla birlikte yaşamak durumundadır.
Dicle ve arkadaşları da kurbağaların rahat etmesi için ellerinden geleni yapar. Evlerinin bahçelerine bir su çukuru kazıp kurbağaları konuk ederler. Ancak kurbağaların tek isteği kendi yuvalarına geri dönebilmektir… Peki, bunu başarabilecekler midir?
Hayvan sevgisinin her yanına sindiği bu eğlenceli serüveni keyifle okuyacak, onu arkadaşlarınıza da önereceksiniz.
İşte Mert!
Midilli Macerası
Resimleyen: Stephanie Spartels
48 sayfa
Mert bugün kendini coşkulu hissediyor; içi kıpır kıpır. En iyi arkadaşı Beren ile birlikte, bugün ata binecek! Mert ve Beren, binici gibi giyindiler. Heyecanla hazırlandılar. Onları Hakan Abi karşıladı. Hakan Abi’nin atının adı Şimşek’ti. Hakan Abi, Beren’e “Çılgın” adında bir midilli verdi. Çılgın muhteşem görünüyordu. Mert’e de hafif tombul ve “Püsküllü” adında bir midilli denk düştü. Hakan Abi, Mert’e Püsküllü’yü ahırdan çıkarmasını söyledi. Beren’in midillisi, yerinden hemencecik çıkmıştı. Ama Püsküllü inat etti, bir türlü yerinden kımıldamadı! Mert, başını çevirip Hakan Abi’ye baktı. “Başka bir midilliyle çalışsam olmaz mı?” dedi fısıltıyla. Hakan Abi kıkır gülerek, “Püsküllü çok iyi bir midillidir dostum. Güven bana” dedi. Mert de, “Hayır, iyi filan değil. Midillilerin en kötüsü bana düştü” diye geçirdi içinden. Mert’in canı sıkılmaya başlamıştı. Bir de Püsküllü’ye binerken çamur birikintisinin içine düşüverdi. Mert’in biniciliğinin ilk günü biraz tuhaf ve can sıkıcı başlamıştı. Acaba bu midilliyle gerçek bir binici gibi olabilecek miydi?
Çizmeli Kedi
Resimleyen: Axel Scheffler
32 sayfa
Bir zamanlar yaşlı bir değirmenci varmış. Bu değirmencinin üç oğlu, bir değirmeni, bir eşeği ve değirmende fareleri yakalayan bir kedisi varmış. Değirmenci iyice yaşlanınca büyük oğluna değirmeni, ortanca oğluna eşeği bırakmış. Küçük oğluna da yalnızca kedi kalmış. Değirmencinin küçük oğlu hayal kırıklığı içinde, “Bu kedi ne işime yarar ki? En iyisi onu başımdan atayım” diye düşünmüş. İnsanların dilinden anlayan kedi dehşete kapılmış. “Bana güzel bir çift çizme yaptırırsan, ne işe yarayacağımı gösterebilirim sana” demiş hemen. Değirmencinin oğlu kedi için bir çift çizme yaptırmış. Sonra beklemeye başlamış. Ama gerçekten de beklediğine değmiş. Çizmeli Kedi sayesinde neler olmamış ki…