Hayvanlarda Zaman Algısı
Hayvanlarda Zaman Algısı
İnsanların karmaşık bir zaman algısı vardır. Geçmişte olan olayları anımsar ve ileriye dönük olarak düşünebilirler. Hayvanlarsa genellikle içinde bulundukları anı yaşarlar. Kuşkusuz onların da ne zaman uyumaları ya da uyanmaları gerektiğini söyleyen, yani beden faaliyetlerini düzenleyen bir içsel “saatleri” yani sirkadiyen ritimleri vardır. Bu biz insanlarda da vardır. Ama bizim bir de zamanı düşünürken kullandığımız saat ya da dakika gibi çeşitli kavramlarımız vardır. Saat ve dakika gibi kavramları insanlar yaratmıştır; doğada yoktur. Hatta tarih boyunca toplumdan topluma da değişmişlerdir. Bunların bütün insanlık tarafından kabul edilen standart kavramlar olması son 200 yılda gerçekleşmiştir. Dolayısıyla hayvanların zamanla ilgili bu tür kavramları yoktur.
Yeni Bir Alan
Bilim insanları zamanın hayvanlarca nasıl algılandığına ilişkin çalışmalarını çok değil, yaklaşık 20 yıldır yürütüyor. Bu çalışmaların sonucunda çeşitli omurgalı ve omurgasız hayvan türlerinin zaman aralıklarını insanlara benzer bir şekilde karşılaştırdığı ve tahmin ettiğini ortaya çıktı. Örneğin balıklar üzerine yapılan bir araştırmada büyük bir havuzun belli bir bölgesine her gün aynı saatte yiyecek konmuş. Aynı havuzun bir başka bölgesine de yine her gün ama öncekinden 6 saat sonra yiyecek konmuş. Bir süre sonra balıklar ilk bölgede yiyecek konma zamanında toplanmaya başlamış, daha sonra da öteki bölgede yine yiyecek zamanı toplanmış. Buradan bu balıkların zaman-yer ilişkisi kurabildiği anlaşıldı.
Japonbalıkları üzerine yapılan bir araştırmada havuzdaki japonbalıklarına ışık tutulduktan belli bir süre sonra havuza düşük gerilimli elektrik verilmiş. Bir süre sonra balıklar havuza ışık tutulmasıyla elektrik verilmesi arasındaki ilişkiyi çözmüş. Işık tutulmasından elektrik verilmesine kadar geçen sürede normal davranırlarken elektrik verilme zamanı yaklaştığında huzursuzlaşıp hareketlendikleri gözlenmiş. Buradan da japonbalıklarının zaman aralıklarını tahmin edebildiği sonucuna varılmış.
Büyüklüğün Zaman Algısına Etkisi
Bazı araştırmalar metabolizma hızının hayvanların zaman algısında etkisi olduğunu göstermiştir. Bütün türler için geçerli olmasa da genel olarak metabolizma hızı yüksek olan, boyutları küçük (sinek gibi) hayvanların metabolizma hızı yavaş olan büyük hayvanlara göre zamanı daha yavaş algıladığı görülmüş. Bir başka deyişle belli bir süre içinde çevrelerinden daha çok bilgi topladıkları anlaşılmış. Yani Matrix filminin bazı sahnelerinde çevredeki her şeyin ağır çekimde hareket etmesi gibi bu hayvanlar için de zaman sanki daha yavaş akıyor.
Araştırmacılar küçük hayvanların hızını ve çevikliğini de buna bağlıyor. Yani sineklikle ya da rulo yapılmış bir gazeteyle sineklere yakalama girişimlerinde sineklerin (bizim hareketlerimizin ne kadar yavaş olduğunu görüp) “pır” diye kaçmaları boşuna değil.
Büyüklüğün Zaman Algısına Etkisi
Bazı araştırmalar metabolizma hızının hayvanların zaman algısında etkisi olduğunu göstermiştir. Bütün türler için geçerli olmasa da genel olarak metabolizma hızı yüksek olan, boyutları küçük (sinek gibi) hayvanların metabolizma hızı yavaş olan büyük hayvanlara göre zamanı daha yavaş algıladığı görülmüş. Bir başka deyişle belli bir süre içinde çevrelerinden daha çok bilgi topladıkları anlaşılmış. Yani Matrix filminin bazı sahnelerinde çevredeki her şeyin ağır çekimde hareket etmesi gibi bu hayvanlar için de zaman sanki daha yavaş akıyor.
Araştırmacılar küçük hayvanların hızını ve çevikliğini de buna bağlıyor. Yani sineklikle ya da rulo yapılmış bir gazeteyle sineklere yakalama girişimlerinde sineklerin (bizim hareketlerimizin ne kadar yavaş olduğunu görüp) “pır” diye kaçmaları boşuna değil.
Türden Türe Değişir
Başka araştırmacılar da yanıp sönen ışığın frekansına dayanan bir olguyu kullanarak hayvanların zaman algısının türden türe değişebildiğini gösterdiler. Bu olguyu insandan yola çıkarak şöyle açıklayalım: Dijital kameralar ortaya çıkmadan önce film çekimleri (ve gösterimleri) saniyede 24 kare hızla akan film şeritleriyle yapılırdı. Çünkü gözümüz arka arkaya gösterilen fotoğrafları sürekli akan bir film gibi algılar. Ülkemizde kullanılan elektriğin frekansı 50 Hz’tir. Yani evlerimizdeki klasik ampuller gerçekte saniyede 50 kez yanıp söner; ama biz bunu hiç algılayamayız. İşte, araştırmacılar bu olguyu kullanarak yanıp sönen ışıkların hayvanlarda sürekli yanan bir ışık gibi algılandığı frekansın türden türe değiştiğini gösterir. Bu da onların zaman algısına ilişkin bir fikir verir.