Patara Antik Kenti
Patara Antik Kenti
Mitolojik öykülere meraklı olduğunuzu bildiğim için bugün söze mitolojik bir söylence ile başlıyorum.
Mitoloji öykülerine göre akıl tanrısı Koios ile ay ve kehanet tanrıçası Phoebe’nin kızı olan Leto çok güzelmiş. En çok da baş tanrıça Hera olmak üzere bütün tanrıçalar onu kıskanırmış. Günün birinde Leto’nun Artemis ve Apollon’a hamile olduğunu duyan Hera, kıskanmakla kalmamış ve güneşin uğradığı her yerde onun doğum yapmasını yasaklamış. Bu yüzden doğumu yaklaşan Leto, durup dinlenmeden dolaşıp doğum yapacağı güvenli bir yer aramaya başlamış. Ancak Hera’nın gazabından korktukları için kimse onu topraklarına almamış. Sonunda verimsiz bir ada, Leto’yu kabul etmiş. Deniz tanrısı Poseidon da güneş ışınlarını önlemek için, denizin dalgalarını yükselterek adanın üzerinde bir kubbe oluşturmuş. Leto da güven içinde Artemis ve Apollon’u dünyaya getirebilmiş.
Daha sonra çocuklarıyla birlikte yine yollara düşen Leto, sakin bir su kıyısında dinlenmek ve çocuklarını yıkamak isterken, Hera’dan korkan yöre halkı onu kovmaya kalkmış. Çok öfkelenince doğa üstü güçlerini kullanarak onları kurbağaya dönüştürmüş.
Mitolojiye göre Artemis vahşi doğa, avcılık, okçuluk ve ay tanrıçasıdır. Apollon ise müzik, sanat, ışık, şiir, sağlık, okçuluk tanrısı ve kâhindir.
Yukarıda Apollon’un bir heykeli görülüyor.
Kimilerine göre Leto, ikizleri Ege Denizi’ndeki Delos Adası’nda, kimilerine göreyse Likya kenti olan Patara’da dünyaya getirmiş. Artemis ve Apollon her ne kadar Yunan mitolojisinde yer alsalar da geçmişte daha çok Anadolu’da saygı gördükleri için Anadolulu sayılırlar. Daha doğrusu Likyalı… Öyleyse önce Likyalıları sonra da Patara’yı tanıyalım.
Likyalılar
Günümüzde Antalya körfezi ile Fethiye Körfezi arasında bulunan Teke Yarımadası, geçmişte Lukka toprakları olarak bilinirmiş. Burada, eski Anadolu halklarından Luvilerin bir kolu olan Lukkalar yaşıyormuş. Onlar yaşadıkları bölgeye Luvice ‘Dağ Doruğu’ demek olan “Trmmise” dese de komşuları ‘Işık Ülkesi’ anlamına gelen “Lukka” diyorlarmış. “Lukka” adı Yunan ve Roma döneminde Lykia / Likya’ya dönüşmüş.
Likyalılar, özgürlük ve bağımsızlıklarına çok düşkünmüş. Güçlü bir kara ordusu ve donanmaya sahiplermiş; bu sayede uzun yıllar dönemin süper gücü Hititler de dâhil olmak üzere kimseye boyun eğmemişler. Kimi zaman paralı asker kimi zaman da gönüllü olarak başka devletlerle birlikte savaşmışlar. Hititler ve Mısırlılar arasında gerçekleşen Kadeş Savaşı’nda Hititlerin, Akhalar ve Troyalıların savaşında da Troyalıların yanında yer almışlar.
Likyalılar, Troya savaşında Troyalıların yanında yer aldılar.
Asker, tüccar, korsan
Uluburun Batığı’nın Bodrum Arkeoloji Müzesi’ndeki kopyası. Görsel kaynağı: Wikipedia (Georges Jansoone)
Patara
Büyük kısmı kayalıklardan oluşan Likya sahilinde yaklaşık 20 liman varmış; aralarında uluslararası ticarete uygun ve en önemli iki limandan biri Demre ilçesi yakınındaki Andriake diğeri de Patara’ymış.
Patara kentinin kalıntıları, Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı olan Gelemiş köyünün olduğu yerdedir. Yaklaşık MÖ 5500 tarihinden itibaren yerleşim görmeye başlayan kentin bilinen en eski adı Patar’mış. Korunaklı bir limana sahip olduğu için göz koyanlar da çok olmuş. Önce İran üzerinden gelen Persler ardından Makedonyalı Büyük İskender’in egemenliğine girmiş. İskender’in ölümünden sonra İskender’in generalleri arasında paylaşılamayan kent olmuş. Bu baskılar canlarına tak etmiş olmalı ki, birlik oluşturmaya karar vermişler.
Likya Birliği
Resimleri büyütmek için tıklayın
Uzun yıllar bağımsızlığını koruyan Likya, MS 42 yılında Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girmek zorunda kalmış. Ama Likya Birliği de Patara’nın konumu da değişmemiş hatta Patara, Likya Eyaleti Başkenti olarak daha da önemli hale gelmiş. Gelişip zenginleşen kent, görkemli yapılarla donatılmış.
Patara, 1211 yılında Selçuklu, 1424 yılı itibariyle de Osmanlılara geçmiş. Selçuklular döneminde hala kullanılan hatta Selçukluların Akdeniz’de ele geçirdikleri ilk liman olan Patara limanı, yakınındaki Eşen Çayı’nın taşıdığı alüvyonlarla dolmaya başlamış. Osmanlılar döneminde neredeyse işlevini kaybetmiş.