Gece dışarıya ya da balkona çıkıp açık gökyüzünü yalnızca gözlerinizle gözlemek bile çok keyiflidir. Ayrıca tahmin edemeyeceğiniz kadar da öğreticidir. İşin aslında insanların binlerce yıl boyunca yaptığı da hep buydu: Güneş’i, Ay’ı, yıldızları ve gezegenleri çıplak gözle gözlemek, hareketlerini izlemek. Ama yaklaşık dört yüz yıldır çok daha iyisini yapabiliyoruz; çünkü artık teleskoplarımız var. Yalnızca gökcisimlerini ve olaylarını değil, insanın Evren’deki yerini de öğrenmesini sağlayan bu olağanüstü aleti -artık aygıt demek daha doğru olur- yakından tanımaya ne dersiniz?
Teleskobun İcadı

Kayıtlarda teleskobun mucidi olarak geçer.
Görsel kaynağı: Wikipedia


Teleskop ile ilk gökyüzü gözlemi yapan ve Ay’ın haritasını çıkaran kişidir.
Görsel kaynağı: Wikipedia

Görsel kaynağı: Wikipedia

Yaygın ve yanlış olarak teleskobun mucidi ve ilk gökyüzü gözlemi yapan kişi olarak bilinir. Galileo kendi teleskoplarıyla Ay’ın birçok çizimini yapmış, Venüs’ün evreleri olduğunu gözlemiş ve Jüpiter’in en büyük 4 uydusunu keşfetmiştir.
Görsel kaynağı: Wikipedia

Görsel kaynağı: Wikipedia

Görsel kaynağı: Wikipedia
Teleskobun Çalışması
Bir teleskobun amacı bir şeyleri görmeyi kolaylaştırmaktır. Yani görünmeyeni görünür kılmak ve zaten görünür olan şeyleri de daha net görünür hale getirmektir. Bir teleskop ışığı toplayarak çalışır. Bunu yağmurdaki bir kova gibi düşünebilirsiniz: Kova ne kadar büyükse, o kadar çok yağmur suyu toplarsınız. Kovanız yeterince büyükse, yalnızca çiseliyor olsa bile bol miktarda su elde edebilirsiniz. Bir teleskopta “kova” ışığı toplayan mercek ya da ayna gibi optik bir aygıta karşılık gelir. Bu aygıta objektif denir. Objektif ne kadar büyük olursa, o kadar çok ışık toplar. Topladığı ışık miktarı objektifin yüzey alanına bağlıdır. Eğer objektifin çapını iki katına çıkarırsanız, dört kat daha çok ışık toplarsınız -çünkü toplayıcının alanı yarıçapın karesi kadar artar. Açıkçası teleskoplar büyüdükçe bize soluk nesneleri gösterme kabiliyetleri de muazzam ölçüde artar.

0.85 metre

2.4 metre
Uzaya sırasıyla 2003’te (Spitzer), 1990’da (Hubble) ve 2021’de (Webb) uzaya gönderilen üç büyük teleskopun ışık toplayan yüzeylerinin büyüklükleri.
Görsel kaynağı: NASA, ESA, CSA, STScI
Görsel kaynağı: NASA, ESA, CSA, STScI
Mercekler ve Aynalar
İki temel optik teleskop türü vardır. Bunlardan birinde mercekler, ötekinde de aynalar kullanılır. Mercekli teleskoplarda gök cisimlerinden gelen ışınlar merceklerle belli bir odak noktasına doğru bükülür. Böylece gök cisminin görüntüsü büyütülmüş olur. 1608’de icat edilen ilk teleskoplar bu türdendi. 1611 dolaylarında gökbilimci Johannes Kepler tarafından biraz daha geliştirildiler.


İlk teleskoplar mercekli teleskoplardı. Hippershey’in, Galileo’nun ve Harriot’un teleskopları böyleydi. Bunlar aslında birer dürbündü. Gemiciler ve donanmalar için çok önemli aletlerdi. Çünkü korsan gemilerini ya da düşman gemilerini çok önceden görmeyi sağlıyorlardı.

Dünyanın en büyük mercekli teleskopu Kanarya Adaları’ndaki La Palma’da bulunan Roque de los Muchachos Gözlemevi’ndeki 110 santimetre çaplı Swedish 1-m Güneş Teleskobu’dur.
Öteki tür teleskoplarda da gök cisimlerinden gelen ışığı odaklamak için aynalar kullanılır. Bu tür teleskoplara “yansıtıcı teleskop” denir. Yansıtıcı teleskobu, 1600’lerin sonlarında Isaac Newton icat etmiştir. Newton hem renk sapması sorunu olmayan hem de çok daha az yer kaplayan bir teleskop yapmıştır.

Görsel kaynağı: Wikipedia

Görsel kaynağı: Wikipedia (Science Museum UK)
Günümüzde birçok gökbilimci gözlem yapmak için gözlemevine, teleskobun yanına gitmez. Teleskopu internet üzerinden bilgisayar kullanarak binlerce kilometre öteden kontrol ederek gözlem yapar.

Çok gelişmiş teleskopların yer aldığı birçok gözlemevi havanın daha ince, temiz ve açık olduğu dağların tepelerine yapılmıştır.