Denizlerin ve Okyanusların Suyu Çekilseydi
Acaba Ne Olurdu?
Gelin, şimdi bu suların yavaş yavaş boşalması senaryolarını bir kenara bırakıp işin asıl “can alıcı” boyutuna odaklanalım ve şöyle düşünelim: Okyanuslardaki ve denizlerdeki sular yavaş yavaş değil de bir anda çekilseydi, (adeta buharlaşıp yok olsaydı,) acaba ne olurdu? Denizsiz ve okyanussuz bir Dünya, nasıl bir yer olurdu acaba? Sanmayın ki bir anda yok olacak şey yalnızca güzel deniz manzaraları, denizde yüzme keyfi ya da deniz yolculukları olurdu…
“İyi olurdu ya, Akdeniz kıyısından -yani eskiden Akdeniz’in başladığı kıyılardan- yürüye yürüye Afrika’ya kadar gidebilirdik” mi diyorsunuz? Hatta Avrupa’nın batısından, örneğin Fransa’dan ya da Portekiz’den bir arabaya atlayıp Atlas Okyanus’undan geriye kalan dev çukuru -ve aralarda karşınıza çıkan yeni dağları- aşarak Amerika’ya varabileceğinizi mi hayal ediyorsunuz? Evet, bütün bunlar yapılabilirdi. Ancak emin olun, okyanussuz ve denizsiz bir Dünya, hiç de şimdiki gibi bir yer olmaz. Daha çok Ay’ın ya da Mars’ın yüzeyine benzerdi!
Belki de daha önemlisi, fitoplanktonların (bitkisel planktonlar) okyanuslarla birlikte ortadan kalkması olurdu. Çünkü fotosentez yaparak havadaki oksijenin yarıdan çoğunu üreten bu mikroskobik canlılar yok olunca, atmosferdeki oksijen oranı da önemli ölçüde azalırdı. Bu da yine birçok karasal canlı türünün yaşamını tehdit eder, insanların soluk alıp vermesini güçleştirirdi. Kanımızdaki oksijen oranı düşer; bunun sonucunda yürümek ya da merdiven çıkmak gibi birçok günlük etkinliğimizi yapmakta zorlanmaya başlardık. Hatta en çok enerji ve oksijen harcayan beynimiz olduğu için, okyanusların kuruması düşünmemizi bile bulanıklaştırırdı.
İyisi mi biz şimdi bu düşünceleri bir yana bırakıp şöyle derin bir soluk alarak okyanusların ve denizlerin varlığını koruyarak mutluluk duyalım. Oh, iyi ki varlarmış, değil mi?
Sizin de aklınıza takılan ilginç sorular varsa bize yazın, burada yanıtlayalım. Unutmayın, bazen çok basit görünen sorular büyük buluşlar ortaya çıkarabilir!