Işığın ve Gölgenin Ustası Rembrandt
Işığın ve Gölgenin Ustası Rembrandt
“Hollandalı ressam” denince akla gelen ilk üç isimden biri kesinlikle Rembrandt’tır! (“Acaba öteki ikisi kim?” diye soruyorsanız, Johannes Vermeer ve Vincent Van Gogh ile ilgili içeriklerimize göz atabilirsiniz.) Lakabı “ışığın ve gölgenin ustası” olan Rembrandt, özellikle portreleri ve otoportreleriyle tanınmış bir ressamdır. Peki, onu bu kadar ünlü yapan, portrelerini ayrıcalıklı kılan nedir?
Haydi, gelin Rembrandt’ın dünyasına biraz daha yakından bakalım.
Hollanda Altın Çağı’nın altın ressamı
Hollanda Altın Çağı’nın
altın ressamı
Rembrandt, Hollanda Altın Çağı olarak bilinen 17. yüzyılda, ülke hem kültürel hem de ekonomik açıdan parlak bir devirden geçerken yaşadı. Değirmenci babasının maddi durumu iyiydi ve dokuz kardeşin en küçüğü olarak dünyaya gelmişti. Hem üniversite okumuş hem de resim eğitimi almış şanslı bir sanatçıydı. Ancak döneminin öteki ressamları gibi İtalya’ya Rafael ve Michelangelo’nun eserlerini yakından incelemeye gitmedi. Önce doğum yeri Leiden’da sonra da Amsterdam’da ünlü ressamların yanında çıraklık etti. Ardından Leiden’a dönüp 21 yaşında kendi stüdyosunu kurdu; bir yandan resimlerini yaptı, bir yandan da öğrenci kabul etmeye başladı.
Rembrandt’ın 24 yaşındayken çizdiği otoportresi, en ünlü otoportrelerinden biridir. ABD’de Washington DC, Ulusal Sanat Galerisi’nde sergilenir. Gerçekte onun kadar çok otoportresi olan ressama az rastlanır. 100 dolayında otoportresi ile gençliğinden yaşlılığına kadar kendini sık sık tuvale yansıtmış. Ayna karşısına geçip yüz ifadesi üzerinde uzun uzun çalışmış, eskiz üstüne eskiz yapmış, bazen tuval üzerine yağlıboya bazen de gravür (oymabaskı) olarak kendisini resmetmiş.
Görsel kaynağı: Washington DC, Ulusal Sanat Galerisi
Rembrandt’ı özel kılan neydi?
Rembrandt’ı
özel kılan neydi?
Biliyorsunuz, o zamanlar ne fotoğraf ne de özçekim vardı! Bu nedenle ünlü ve zengin kişiler iyi ressamlara portrelerini ya da aile resimlerini çizdiriyorlardı. Işığı ve gölgeyi ustaca kullanan Rembrandt, gerçeğe yakın ve ayrıntılı resimleriyle dikkat çekiyordu. Bu nedenle zengin Hollandalılar, Rembrandt’ın elinden çıkan resimlerini yaptırmak için adeta sıraya giriyordu. Çünkü onun tuvaline yansıyan yüzlerde, adeta kişilerin karakterleri ve o anki duyguları yer alıyordu. İnsanları çok gerçekçi ve doğal bir şekilde betimliyordu.
resmi büyütmek için üzerine tıklayın
Rembrandt’ın en ünlü resimlerinden biri olan 1662 tarihli Kumaşçılar Loncası Müfettişleri’nde bir çoklu portre ile karşı karşıyayız. Tek tek kişilerin portrelerini yapmak yerine lonca üyelerini farklı perspektiflerden, farklı yüz ifadeleriyle ve hareketli bir sahne içinde betimlemiş -tıpkı Dr. Tulp’un Anatomi Dersi tablosunda olduğu gibi-. Burada müfettişler, inceledikleri kumaşın kalitesini saptayıp önlerindeki deftere işlerken görülüyor. Loncanın önde gelen üyelerini bir arada gösteren bu tablo, Rembrandt’ın eseri tamamlamasından sonra 1771’e dek loncanın binasında asılı kalmış. Günümüzde Hollanda’daki Rijk Müzesi’nde sergileniyor.
Görsel kaynağı: Rijk Müzesi
Bazı tabloları, resimdeki kişilerin gözlerinizin içine baktığını hissettirecek kadar gerçekçidir! Çünkü Rembrandt, yüzleri ve mimikleri en ince ayrıntısına kadar incelemeyi kendine iş edinmişti. Daha önemlisi, Barok ressamların üzerinde bolca çalıştıkları ışık ve gölgeyi o yüzlerde de kullanmış, insanların farklı duygular içindeyken büründüğü farklı yüz ifadelerini ışık-gölge oyunlarıyla ustaca aktarabilmişti. Bu nedenle manzara resimleri ve dini konulu resimleri olsa da en çok portreleri (ve tabii otoportreleri) ile tanınır.
resmi büyütmek için üzerine tıklayın
Rembrandt’ın az sayıdaki manzara resminden biri olan Merhametli İnsanların Ülkesi (1638) adlı bu tablosu, yine ışık ile gölgenin, aydınlık ve karanlığın iç içe olduğu ayrıntılarıyla dikkat çeken bir yapıt.
Görsel kaynağı: Krakow Ulusal Müzesi
Gece Devriyesi, 1642
Görsel kaynağı: Rijk Müzesi
Madalyonun öteki yüzü
Rembrandt bir portre ressamı olarak iyi para kazanmış, birçok ressamın ancak öldükten sonra ünlendiği bir dönemde ünlü olabilmişti. Bununla birlikte talihsizlikler Rembrandt’ın peşini hiç bırakmadı. İlk üç çocuğu hemen öldü. Ancak dördüncü çocukları Titus hayatta kalabildi. Ne var ki bu kez eşi Saskia, Titus’un doğumundan bir yıl sonra veremden öldü.
Otoportre, 1659
Görsel kaynağı: Rijk Müzesi
Bir bakışta Rembrandt
Tam adı
Rembrandt Harmenszoon van Rijn
Doğum tarihi ve yeri
15 Temmuz 1606, Leiden, Hollanda
Ölüm tarihi
4 Ekim 1669, Amsterdam, Hollanda
Üslubu
Barok, Hollanda Altın Çağı
Ünlü Yapıtları
Gece Devriyesi, Dr. Tulp’un Anatomi Dersi, otoportreleri
Rembrandt hakkında kısa kısa…
Rembrandt hakkında
kısa kısa…


Görsel Kaynağı: steve estvanik / Shutterstock.com
Amsterdam’daki Rijk Müzesi’nde sergilenen Gece Devriyesi adlı ünlü tablosu tam üç kez ziyaretçi saldırısına uğradı.

Görsel Kaynağı: Ivo Antonie de Rooij / Shutterstock.com
Rembrandt’ın Hollanda’nın başkenti Amsterdam’daki evinin kapıları, bugün Rembrandt Evi Müzesi olarak bu ünlü ressamı yakından tanımak isteyenlere açıktır. Ancak mezarının tam olarak nerede olduğu bilinmiyor. Çünkü bilinmeyen bir mezara gömülmüştür.