ÇOCUKLARIN BİLGİ BANKASI KUMBARA DERGİSİ TÜRKİYE İŞ BANKASI’NIN ÇOCUKLARA ARMAĞANIDIR

KUMBARA DERGİSİ TÜRKİYE İŞ BANKASI’NIN ÇOCUKLARA ARMAĞANIDIR

Ara
Close this search box.

Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş?

İtalya’nın başkenti Roma’daki Kolezyum’u bilmeyen var mı? 

Evet, Roma İmparatorluğu dönemindeki ünlü gladyatör dövüşlerinin mekânı olan büyük amfitiyatrodan söz ediyoruz. Günümüzde yapının bir yarısı neredeyse sapasağlam dururken öteki yarısı adeta uçmuş gitmiş! 

Peki, neden böyle? Bu devasa yapının öteki yarısına ne olmuş?

Ne demek istediğimizi bir de şöyle anlatalım.
kolezyum kuzey Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş? kolezyum guney Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş?
Kolezyum’a bir yandan bakınca onu şöyle görüyoruz
Ama öbür yandan bakınca böyle görüyoruz
Yapıya havadan bakınca durumu daha iyi anlıyoruz.
kolezyum

Sanki bir portakalın kabuğunun yarısını bıçakla soyup öbür yarısını bırakmışlar gibi… Peki sizce neden böyle? Dünyaca ünlü bu yapının başına neler gelmiş olabilir? Kolezyum’un diğer yarısı nereye gitmiş olabilir? 

İmparator Vespasianus zamanında, MS 72’de yapımına başlanan Kolezyum, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük amfitiyatrosudur. Ne var ki başlangıcından tam sekiz yıl sonra, İmparator Titus döneminde, MS 80’de açılabilmiş. Hatta sonraki imparator Domitianus yapıya birtakım ekler daha yapmış. Sonuçta ortaya elips şeklinde, üç katlı ve yaklaşık 65 bin izleyici kapasiteli devasa bir amfitiyatro çıkmış.

kolezyum
İmparator Domitianus döneminde son halini alan Kolezyum yukarıdaki gibi görünüyordu.

Bu öyle bir amfitiyatroymuş ki onun ölçülerinin ve izleyici kapasitesinin yanına başka herhangi bir amfitiyatro -ne öncekiler ne de sonrakiler- yaklaşamamış bile… Hatta Domitianus döneminde tiyatronun ortasındaki arena, suyla doldurulup içinde gemiler yüzdürülen ve temsili deniz savaşları sergilenen bir havuza bile dönüştürülmüş. Ama yapı çoğunlukla, insanların hayvanlarla (örneğin boğalarla, aslanlarla) ya da insanlarla dövüştüğü gladyatör karşılaşmaları için kullanılmış. Hem de tam beş yüzyıl boyunca…

Şimdi Kolezyum’un bugünkü ilginç görünümüne, yani bir yanı neredeyse sapasağlam ayaktayken öteki yarısının kabuğu soyulmuş bir portakal gibi görünmesine neden olan gelişmelere gelelim.

Kolezyum, 6. yüzyıldan itibaren ilk işlevini kaybetmeye ve özgün görüntüsünü yavaş yavaş yitirmeye başlamış. Önce içine bir kilise inşa edilmiş; sonra gladyatör dövüşlerinin yapıldığı geniş arenaya mezarlık yapılmış. Ardından oturma sıralarının altyapısını oluşturan büyük kemer ve tonozlardan bazıları evlere, dükkânlara dönüştürülmüş. Sanki koca yapı, küçük bir kente dönüşmüş diye düşünebilirsiniz! Çok sonraları, 1200 yılı dolaylarında zengin Frangipani ailesi Kolezyum’u satın alıp güçlendirmiş ve onu bir kale olarak kullanmaya başlamış.

Ancak 1349’daki büyük deprem dev yapıya çok büyük hasar vermiş. Zemini daha zayıf olan güney yanındaki dış duvarlar, deprem sırasında yıkılmış. Bugün yapının yalnızca kuzeyinde gördüğümüz daha yüksek, düzgün ve süslemeli dış duvarlar ve güneyde de yalnızca iç duvarlar ayakta kalabilmiş. Bu cephenin yıkılmasıyla açığa çıkan taşların çoğu, Roma’nın başka yerlerindeki binaların (saray, kilise, hastane vs) yapımında malzeme olarak kullanılmış.

1800ler tablo wiki Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş?
Kolezyum’un 1832’deki halini gösteren bir tablo.
Görsel kaynak: Wikipedia

Aynı dönemde, yani 14. yüzyılın ortalarında, Kolezyum’un sağlam kalan kuzey bölümüne bir kilise inşa edilmiş ve faaliyeti 19. yüzyıla dek sürmüş. Ancak yapının içindeki ve dışındaki taşlar ve taşları birbirine bağlamak için kullanılan demir kenetler başka yapılara malzeme olmak üzere sökülmeye devam etmiş. Ta ki 1749’da Papa, yapının kutsallığı nedeniyle bir taş ocağı olarak kullanılmasını yasaklayana dek…

kolezyum cizim 1 Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş?

Sonunda 19. yüzyıldan itibaren yapıyı korumak ve eski görkemine kavuşturmak için onarımlar ve yenileme çalışmaları yapılmaya başlanmış. Ancak yine de bu onarımlar, Kolezyum’un yok olup giden güney yarısının dış duvarlarını geri getirememiş. İşte o nedenle bugün yapının bir yanı “kabuklu” diğer yanı “soyulmuş” bir portakal gibidir. Yine de Kolezyum bütün ihtişamıyla antik dönemin en önemli yapılarından biri olarak ayakta durmayı sürdürüyor!

Sonunda 19. yüzyıldan itibaren yapıyı korumak ve eski görkemine kavuşturmak için onarımlar ve yenileme çalışmaları yapılmaya başlanmış. Ancak gene de bu onarımlar, Kolezyum’un yok olup giden güney yarısının dış duvarlarını geri getirememiş. İşte  o nedenle bugün yapının bir yanı “kabuklu” diğer yanı “soyulmuş” bir portakal gibidir. Yine de Kolezyum bütün ihtişamıyla antik dönemin en önemli yapılarından biri olarak ayakta durmayı sürdürüyor!

gunumuzdeki hali mobil Kolezyum’un Öteki Yarısına Ne Olmuş?