Büyük kentlerde yaşayanlar için trenler günlük kent içi ulaşımın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ayrıca hem şehirler arası hem de ülkeler arası ulaşımın ve taşımacılığın en önemli birkaç aracından biridir. Artık varlığını çok doğal karşıladığımız trenler gerçekte yalnızca iki yüz yıldır vardır. Trenlerin tarihine ilişkin şöyle kısa bir göz atmaya ne dersiniz?
Trenler 1800’lü yılların başından itibaren giderek yaygınlaşan bir ulaşım ve taşımacılık aracı oldu. Daha önce ulaşım ve taşımacılık hayvanlarla ya da hayvanların çektiği arabalarla yapılıyordu. Bunların hızı ve kapasiteleri çok düşüktü. Trenle yapılan yolculuklar ve taşımacılık hem hızlıydı hem de kapasitesi çok büyüktü. Aynı anda yüzlerce kişi ve tonlarca eşya taşınabiliyordu. Ayrıca ucuz ve güvenliydi. Trenler ulaşım ve taşımacılıkta devrim yaptı. Bir zamanlar uzak olduğu düşünülen yerlere ulaşmak kolaylaştı. Eskiden aylar süren yolculuklar artık yalnızca birkaç gün sürmeye başladı. Günler süren yolculuklarsa artık yalnızca birkaç saat sürüyordu.

İlk Trenler
Buhar gücüyle çalışan ilk trenler 1800’lü yılların başında ortaya çıktı. Ne var ki bunlar insan taşımak için henüz uygun değildi. Trenler ilk başta madenlerde kullanılıyordu.

Görsel kaynağı: Wikipedia
İlk Demiryolu Hattı
İnsanların taşınması için ilk demiryolu İngiltere’de Stockton ile Darlington arasında yapıldı. İnsanlar ilk kez 1825’te trenle yolculuk yaptı. Yaklaşık 40 kilometrelik ilk demiryolu hattında trenle 400 kişi taşınabiliyor, tren saatte 13 kilometre hızla gidebiliyordu.
Kent İçi Ulaşım
Kent içi ulaşımda atların çektiği ilk tramvaylar (rayların üzerinde ilerleyen, insan taşıyan vagon) 1800’lü yılların başında İngiltere’de kullanılmaya başlandı. Giderek yaygınlaştı ve birçok ülkede kullanıldı.
Buhar gücüyle çalışan ilk tramvaylarsa 1880’li yıllarda İngiltere’de, İrlanda’da, Almanya’da ve Avustralya’da kullanılmaya başlandı. Bu tramvaylar 1900’lü yılların başında yerlerini elektrikle çalışan tramvaylara bıraktı.
Dizel Trenler
İlk dizel tren 1912’de Almanya’da üretildi. 1. Dünya Savaşı sırasında petrol ürünlerinin bulunması zor olduğundan dizel trenler asıl olarak savaş sonrasında, 1920’li yıllarda yaygınlaştı.
Yüksek Hızlı Trenler
1960’lı yılların başında tren teknolojisinde önemli bir gelişme oldu. 1 Ekim 1964’te Tokyo-Osaka arasını 6 saat 40 dakikadan, 4 saate indiren ilk Mermi Tren (Şinkansen) çalışmaya başladı. Yüksek hızlı trenlerin ilk örneği olan “Mermi Tren” saatte 210 kilometre hızla gidiyordu. Büyük ilgi gören yeni tren Japonya’da iş yaşamını ve günlük yaşamı değiştirdi. Bugün, Japonya’da 22 kenti birbirine bağlayan 9 yüksek hızlı tren hattı bulunuyor. Hızı saatte 300 kilometreyi geçen bu trenleri her gün 420 bin kişi kullanıyor. Yüksek hızlı trenler bütün dünyada hızla yaygınlaşıyor.

Tokyo-Osaka hattında çalışan “Mermi Tren”
Maglev Trenler
Maglev sözcüğü manyetik havalanma (magnetic levitation) teriminin kısaltmasıdır. Maglev trenler tek bir raydan oluşan hat üzerinde yerden yaklaşık 10 santimetre yukarıda (yani havada) ilerliyor. Sürtünme olmadığından bu trenler çok yüksek hızlara çıkabiliyor. Örneğin, Şangay’da 2003’ten beri çalışan maglev treni Şangay Transrapid’in hızı saatte 430 kilometreyi buluyor. Dünyanın birçok ülkesinde maglev trenler üzerine çalışılıyor. Şu an için yalnızca üç ülkede Japonya’da, Çin’de ve Güney Kore’de kullanılıyorlar.