Dünyanın Kubbeleri
Ayasofya
Yolculuğumuza İstanbul’dan Ayasofya’yla başlayalım. Bizans’ın ünlü imparatoru Justinianus’un yaklaşık 1500 yıl önce inşa ettirdiği Ayasofya, havada asılı gibi duran 31,5 metre çaplı kubbesiyle o günden beri ziyaretçilerini kendine hayran etmiş. Üstelik Ayasofya’yı inşa edenler mimar değil, İsidoros adlı bir fizikçi ile Antemios adlı bir matematikçiymiş. 532’de başlayan inşaat 537’de tamamlanmış. Ancak bu ikilinin yaptığı kubbe 558’deki depremde çökmüş, yerden 55,6 metre yüksekteki bugünkü kubbeyi İsidoros’un yeğeni Genç İsidoros 562’de yapmış.
Ayasofya’nın kubbesinin dört köşesinde dört melek resmi yer alır.
Pantheon
Bir sonraki durağımız İtalya’nın başkenti Roma’daki Pantheon! Bu dev kubbeli yapı, Roma İmparatoru Hadrian zamanında, 125 yılında tamamlanmış. 43 metre yüksekliğinde ve 43 metre çapında, yani altına 43 metre çaplı bir kürenin tam olarak sığabileceği bu kubbenin tam ortasında okülüs denen bir açıklık bırakılmış. İçeriye güneş ışığının süzüldüğü bu tepe penceresi, iç mekânı aydınlatan –yağmur yağdığında da ıslatan– tek açıklık olarak hemen dikkat çekiyor.
Kubbenin iç yüzeyindeki kare biçimli oyuklar, Romalıların geliştirdiği bir tür betonla inşa edilen kubbenin ağırlığını azaltmak için yapılmış.
Kubbet-üs-Sahra
Kudüs’te yer alan Kubbet-üs-Sahra, yeryüzünün en ünlü kubbelerinden biridir. Çünkü “Tapınak Tepesi” denen bir yerde, daha önce Musevilerin, Romalıların ve Hıristiyanların dini yapılarının olduğu bir noktada yer alıyor. Emevi halifesi Abdülmelik tarafından 691’de inşa ettirilmiş. Tabii daha sonra birçok kez onarılmış; hatta bu onarımlardan birini de Kanuni Sultan Süleyman yaptırmış. 20 metre çaplı altın rengi kubbenin altında “Muallak Taşı” denen bir kaya yer alıyor ve bu kaya hem Müslümanlar hem de Museviler tarafından kutsal kabul ediliyor.
San Pietro Bazilikası
Vatikan’daki San Pietro Bazilikası, ünlü Rönesans sanatçısı Michelangelo’nun imzasını taşıyan kubbesiyle hemen dikkati çeker. Ancak hem bu kilisenin hem de kubbesinin yapılışı tam anlamıyla uzun hikâye! Öncelikle aynı yerde, ta dördüncü yüzyılda yapılan başka bir kilise varmış. Onun yerine yapılan bugünkü bazilikanın inşaatı 1506’da başlamış ve ancak 120 yıl sonra, yani 1626’da tam olarak bitmiş! Bramante, Rafael, Bernini gibi birçok sanatçının da katkısı olmuş ama 136,5 metre yükseklikte ve 41,5 metre çapındaki kubbeyi asıl olarak Michelangelo tasarlamış. Ancak bu kubbe, onun ölümünden sonra, çizdiği planı uygulayan başka mimarlar tarafından 1590’da tamamlanabilmiş.
136,5 metre yükseklikte ve 41,5 metre çapındaki kubbeyi asıl olarak Michelangelo tasarlamış...
Taj Mahal
Aziz Basil Katedrali
Moskova’daki Kızıl Meydan’ın simgesi, hatta Rusya denince akla ilk gelen görüntülerden biri Aziz Basil Katedrali’nin rengârenk kubbeleridir, değil mi? Rus imparatoru Korkunç İvan tarafından 1555-1560 yılları arasında yaptırılan bu katedral, bir dini yapıdan çok bir eğlence parkını akla getiriyor! Çünkü her biri farklı farklı renklerde ve desenlerde tasarlanmış, soğan şeklinde sekiz kubbesi var ve tam ortada 47,5 metre yüksekliğinde bir kule yükseliyor. Doğrusu, Aziz Basil Katedrali’nin dünyada bir benzeri daha yok! Rusya’yı işgal eden Napolyon da onu alıp Paris’e götürmek istemiş zaten. Ama bunun mümkün olmadığını görünce yapıyı havaya uçurmaya karar vermiş. Neyse ki yerleştirilen patlayıcıların fitillerini şiddetli yağmur söndürmüş de bu masalsı yapı günümüze ulaşmış.
Aziz Basil Katedrali'nin her biri farklı farklı renklerde ve desenlerde tasarlanmış, soğan şeklinde sekiz kubbesi var ve tam ortada 47,5 metre yüksekliğinde bir kule yükseliyor.
Selimiye Camisi
Dünyanın en ünlü kubbeleri arasında yaptığımız yolculukta son durağımız yine Türkiye… Bu kez Edirne’deyiz ve Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi’nin kubbesine bakıyoruz. Osmanlı padişahı II. Selim’in isteği üzerine 1569’da yapının temellerini atan Mimar Sinan, Ayasofya’yla yarışacak bir kubbe yapmak istemiş. Gerçi Selimiye’nin kubbesinin çapı 31,25 metre ile Ayasofya’nın birazcık gerisinde kalmış ama Mimar Sinan en az Ayasofya kadar görkemli bir yapı ortaya çıkarmış. Sekiz devasa ayağın taşıdığı ve etrafında dört minare yükselen bu kubbe, Sinan’ın yaptığı en geniş kubbe olmuş. Ancak padişah II. Selim, 1574’te tamamlanan camisini göremeden aynı yıl ölmüş. Bu muhteşem yapı 2009’da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir!
Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği Selimiye Camisi