Satranç ile tanışma hikayeni bizlere anlatır mısın?

Satranca 7 yaşımda anaokulu öğretmenimin ilgimi fark etmesi ve bana kursa gitmem konusunda tavsiyede bulunmasıyla başladım.

Hem ülkemizde hem de yurtdışında yaşıtların tarafından çok seviliyor, satranç camiası ve satrançseverler tarafından da yakından takip ediliyorsun. Satranca başladıktan sonra hayatında neler değişti?

Birçok satranç tutkunu kardeşimin beni örnek alması ve satrançsever büyüklerimin ilgisi elbette benim için onur verici. İlgileri, tebrikleri ve övgü dolu sözleri beni mutlu ediyor. Ancak bu durum mutluluğun yanında omuzlarıma sorumluluk da yüklüyor. Kardeşlerime sadece aldığım başarı ile değil, davranışlarımla, kişiliğimle de örnek olmak istiyorum. Satranca başladıktan sonra hayatımda değişen tek şey sürekli artırmaya gayret ettiğim antrenman programım oldu. Tanınmak ya da popülerlik bakımından soruyorsanız, hayatımda değişen hiçbir şey olmadı diyebilirim. Okulumda tüm öğrenciler gibi sadece derslerindeki başarısıyla varlık gösteren sade bir öğrenci, evimde evin küçük çocuğu, arkadaşlarım arasında ise aynı Ediz’im.

Seni yakından takip eden ve senin gibi satrançta başarılı olmak isteyen arkadaşlarına neler tavsiye edersin?

Ben hemen hemen her röportajımda aynı şeyi söylüyorum. Yeni başlayan veya daha başarılı olmak isteyen genç kardeşlerim; size her şeyin başarılı olmanın hayalini kurmakla başlayacağını söyleseler de doğru olan şu ki, her şey kurduğunuz o ‘başarılı sporcu’ hayali için ne kadar fedakarlık yapabileceğinizi göze almakla başlıyor. Kurduğunuz hayali gerçekleştirmek için öncelikle zamanınızı doğru planlamayı ve her boş vaktinizde çalışmayı aklınıza koymalısınız. Yaşamınız düzenli, psikolojiniz sağlam olmalı. Düzenli yaşam, sağlığın anahtarı olmasının yanı sıra başarının da en önemli destekçilerindendir.