Eski Tablolar Nasıl Onarılır?
Eski Tablolar Nasıl Onarılır?
Eski Tablolar
Nasıl Onarılır?
Müzelerde ya da online sergilerde gördüğünüz yüzlerce yıllık tablolara nasıl hiçbir şey olmuyor? Nasıl oluyor da zamanla renkleri solmuyor ya da malzemeleri bozulmuyor? Ya da taşınırken hiç zarar görmüyorlar mı? Olmaz olur mu, tabii ki başlarına bunlar, hatta bazen daha beter şeyler bile gelebiliyor; örneğin yangınlar ya da kazalar gibi… Ama o eski tabloların yüzyıllara meydan okumasını sağlayan çok etkili bir işlem var: restorasyon yani onarım ve koruma çalışmaları. Haydi, şimdi eldiven ve maskelerimizi takıp, bu ilginç işlemi mercek altına alalım!
Eski tablolarda neden restorasyona
gerek duyuluyor?
Örneğin Rönesans döneminin en ünlü tabloları ve duvar resimleri, aradan geçen beş yüzyıldan uzun sürede birçok kez restore edilmiştir. Yani aslında bugüne hiç de öyle el değmeden gelmemişler, düzenli aralıklarla “bakım ve onarımdan” geçmişlerdir. Sonuçta o kadar değerliler ki kimse yok olup gitmelerine göz yumamaz! Ancak bu yapıtlardan bazıları kimi zaman yangınlardan etkilenmiş, kimi zaman umulmadık kazalar sonucu hasar görmüşler, bazen de kötü niyetli müze ziyaretçilerinin saldırısına uğramışlardır. Böylesi ciddi durumlarda daha kapsamlı restorasyonlara, hatta tamamlama ve yenilemelere bile gidilmiştir.
Rembrandt’ın Hollanda’daki Rijk Müzesi’nde sergilenen Gece Devriyesi adlı ünlü tablosu tam üç kez ziyaretçi saldırısına uğramıştır.
Rembrandt’ın Hollanda’daki Rijk Müzesi’nde sergilenen Gece Devriyesi adlı ünlü tablosu tam üç kez ziyaretçi saldırısına uğramıştır.
Tablolar nasıl restore edilir?
Evet, bu iş nasıl yapılır? Eski bir tablonun restorasyonu hangi aşamalardan oluşur? Restorasyonda amaç, zarar görmüş bir sanat eserini en az müdahaleyle özgün haline en yakın duruma geri döndürmektir. Koruma ise yapıtın mevcut durumunu uzun süre korumasına ve olası hasarlara karşı güçlendirilmesine yarar. Bu nedenle restorasyon ve korumada izlenecek yönteme ve aşamalarına, yapıtın durumuna, dönemine ve malzemelerine bakılarak, o yapıt için hangisinin en doğru olacağı düşünülerek karar verilir.
Restoratör bir resmin yüzeyini özel kimyasal maddelerle temizliyor.
İlk önce bir ön analiz yapılır. Yapıtı restore edecek uzmanlar, resmin yapıldığı dönemin sanatını, üslubunu ve malzemelerini iyi bilen kişilerdir. Örneğin yağlı boya bir yapıt restore edilecekse, resmin yapıldığı dönemde kullanılan boya maddeleri ya da pigmentler, yağ ve yağlı boya yapımı araştırılır. Resme yapılacak müdahaleler için kendi dönemindeki malzemeler üretilir. X ışınlarının yardımıyla resmin gözle görülmeyen katmanları incelenir ve ressam tarafından nasıl, tuval üzerinde hangi sırayla yapıldığı, dolayısıyla restorasyonda nasıl bir yol izleneceği anlaşılır.
Eski tabloların restorasyonunda kullanılan son teknolojilerden biri: Kızılötesi ışık kullanılarak boyalı yüzeyin altındaki çizimlerin görüldüğü ve resme hiç zarar vermeyen teknik. Bu sayede eser için hangi restorasyon yönteminin kullanılacağına da karar veriliyor.
İkinci olarak, kızılötesi görüntülemeyle hem resim yüzeyinin altındaki özgün çizimler hem de kaybolan boyalar saptanır. Böylece özgün eserin daha gerçekçi bir “resmi” elde edilmiş olur. Sırada, yapıtın yüzeyine önceki dönemlerde koruma amaçlı sürülen verniği, uygun kimyasal karışımlarla kaldırmak vardır. Bunun için de verniğin bileşimini ortaya koyan tayfölçümü yöntemi kullanılır.
Üçüncü aşamada, yani resmin yüzeyini kaplayan vernik tabakasının kaldırılmasından hemen sonra, sıra yapılacak müdahalelere gelir. Eksik boyaların tamamlanması, sonradan yapılan hatalı eklerin izlerinin kaldırılması ya da daha kapsamlı onarımlar… Bir cerrah titizliğiyle çalışan uzmanlar, bu iş için özel olarak tasarlanmış aletler ve özgün malzemelere sadık kalınarak hazırlanan karışımlarla resme tekrar hayat verirler. Bu işlemler bazen haftalar, hatta aylar sürebilir.
Bir restoratör yer yer tahrip olmuş eski bir resim üzerindeki kaybolan boyaları tamamlıyor.
Son olarak, resim üzerinde yapılan her çalışmanın dijital ortamda kayıt altına alındığını ve belgelendiğini de ekleyelim. Böylece sonraki kuşaklar önceki restorasyonların ne zaman, hangi yöntemlerle yapıldığını bilirken eserlerin korunmasına ilişkin deneyim de geleceğe aktarılmış olur. Ve tabii en iyi restoratör, ressamın eserinde izi en az fark edilen ve resmin ömrünü olabildiğince uzatıp bir sonraki restorasyonu geciktiren restoratördür!
Ünlü ressam Anthony van Dyck’ın Olivia Boteler Porter’in Portesi adlı tablosunun restorasyondan önceki ve sonraki hali.
Restorasyon Faciaları:
Garip ama Gerçek!
Bilimsel restorasyon yöntemleri hayata geçmeden önce, tabloları güneşte bırakarak, soğan ve patates dilimleriyle silerek, külle kaplayarak, hatta üzerine idrar uygulayarak “koruma” yöntemleri kullanılmış! Sanat eserlerinin bilimsel yöntemlerle onarılması ve korunması, ancak 20. yüzyılda yapılmaya başlanmış. Ne var ki günümüzde bile kimi eserlerin restorasyonları işini bilmeyenlerin eline kalınca ortaya bambaşka ve dudak uçuklatan tablolar çıkabiliyor. Merak ettiyseniz internette “restorasyon faciaları” araması yapıp kendi gözlerinizle görebilirsiniz!
Restoratörler resim üzerinde çalışırken özel elbiseler giyer, maske, eldiven ve gözlük takarlar. Bunu hem kullanılan kimyasal maddelerden zarar görmemek için hem de resmin üzerinde hiçbir iz bırakmamak için yaparlar.
Çoğu zaman eski tablolar gibi çerçeveleri de restorasyona gereksinim duyar.